Bugün, sizlere WordPress’i nasıl hızlandırılacağına dair 8 yılı aşkın deneyimlerim ve öğrendiklerimi mümkün olduğunca basit ve anlaşılır yoldan sizlerle paylaşmak istiyorum. Uzun ama tam bir rehber olacak.
İnternet’e açıp baktığınızda WordPress optimize etme ve hızlandırma yolları ile alakalı onlarca belki de yüzlerce öğretici yayınlar bulunuyor. Tabi genel olarak hiç biri geniş kapsamlı değil ve ihtiyaçları karşılamıyor – bunları tek bir yazıda toplamak kafa karıştırıcı olabilir.
İşte bunun için WordPress’i nasıl yıldırım kadar hızlı yapabileceğinize dair 8 yıllık öğrendiklerimi tek bir kılavuzda paylaşacağız. İster WordPress’i daha yeni kullanmaya başlıyor olun, isterse de deneyimli bir geliştirici olun, bu içerikte pek çok faydalı şeylerin sizi beklediğine söz veriyoruz!
İnternet sitelerinin kısaca Web’in yaklaşık %35 kadarından fazlası şuanda WordPress alt yapısından güç alıyor. Bunu harika yapan şeyin de, aynı anda binlerce farklı tema, eklenti ve teknolojinin bir arada buluşmasıdır. Fakat bu eklentiler yada temalar, özenli ve profesyonel ellerden çıkmıyor ise zamanla sitenizi tıkamaya ve yavaşlatmaya başlar. Sorun zamanla sizi ve ziyaretçilerinizi sıkar, SERP kaybı yaşatır.
Sayfa hızı konusundaki önceki kılavuzumuzda, performansın birçok temelini ve işinizin başarısı üzerinde nasıl büyük bir etkisi olabileceğini ele aldık. Ancak bugün, kendi WordPress sitelerinizdeki geliştirmeleri görmek için şu anda uygulayabileceğiniz uygulanabilir adımlara dalacağız. Bizim için çok değerli olan bazı kaynakları da paylaşacağız.
Sayfa hızı konusunda diğer İnternet kılavuzlarına oranla, performans alabilmek için pek çok şeyi baz aldık var size ne tür faydalar sağlayacağından bahsettik. WordPress sitenizde yaşanacak gelişmeleri GTmetrix yada Google Pagespeed üzerinden sürekli olarak kontrol etmenizi öneririz.

WordPress Dinamik Sayfalar Kullanır
WordPress klasik hali ile kurulduğunda dinamik sayfalar kullanır. Bunun nedeni her şeyi desteklemesi fakat dezavantajı ise daha yavaş işlemesi yani daha yavaş olması.
Optimizasyonlara dalmadan önce, tüm WordPress sitelerinin aynı olmadığını anlamak önemlidir . Bu nedenle, her sorunu aynı şekilde ele almaya devam edemeyeceğiniz için birçok kullanıcının sorunu var. WordPress sitelerine her zaman bir sınıflandırma veriyoruz: statik veya dinamik. Önce bu iki tür site arasındaki farkları inceleyelim.
Optimizasyon konusuna geçmeden önce, her WordPress sitesinin aynı olmadığını anlamak gerekir. Bu yüzden, siteler için çözüm düşünmeden önce siteleri iki sınıfa bölüyoruz: statik ve dinamik. İlk olarak bu iki tür arasındaki farklara bakalım.
Statik Siteler Nelerdir?
Statik site kategorisinde genellikler bloglar, küçük işletme siteleri, düşük hacme sahip haber siteleri, fotoğrafçılık ve kişisel siteler gibi siteler yer alır. Statik sayfa olarak verilerin çok sık değişmediğinden bahsediyoruz. Yani sayfa içeriği oluşturulur ve sürekli PHP yada MySQL sorgusu göndermek yerine HTML olarak tutulur.
Bu site türünde dosyalar HTML olarak doğrudan sunucuda bulunan önbellekten çekildiği için oldukça fazla tercih edilir. Önbellek konusuna yazının devam eden kısımlarında daha detaylı olarak bahsedeceğim.
Dinamik Siteler Nelerdir?
Örneğin Facebook, Reddit, Twitter gibi siteler dinamik sitelerdir. e-Ticaret (WooCommerce vb.) topluluk, üyelik, forumlar (bbPress veya BuddyPress gib) sayfalar sürekli olarak güncelleme içereceği için dinamik site kategorisinde yer alır. Dinamik diyerek, bu WordPress sitesinin içeriğinin sürekli değiştiğinden bahsediyoruz. Statik sayfalar 1-2 saniye gibi kısa sürede kullanıcıya sunulurken, MySQL bağlantısı kurduğu için, dinamik sitelerin yüklenmesi birkaç saniyeyi hatta 10-20 saniye gibi aşırı yüksek süreleri bulabilir. Tüm istekler doğrudan önbellekten sunulmadığı için statiğe oranla biraz daha yavaştır.
Bu tür siteler aynı anda çok sayıda aktif ziyaretçi veya oturuma da sahiptir. Genelde statik bir bilgi yada kurumsal WordPress sitesinde, bir ziyaretçi ihtiyaç duyduğu bilgiyi edinene kadar beş yada 10 dakika sitede kalır. (Ki bu oranda oldukça yüksek bir sayıdır, çoğu başarısız blogda hemen çıkma oranlarına %60 üstü olarak yansır). Dinamik sitelerde ise bu dediğimiz tersi yaşanır. Ziyaretçiler genelde bir şey yada birileri ile etkileşim kurabilmek için siteye gelirler. Facebook, Twitter ve Reddit gibi örneklerimi hatırlayın.
Yüksek Performanslı WordPress Hosting Seçin
WordPress sitelerinin barındığı ana makine, sizin gibi farklı sitelerin de verilerinin barındığı bir sunucudur. Bir hosting paketi alırsınız, binlerce dosyanız, resimleriniz, içeriğiniz, videolarınız vb., hepsi de hosting servis sağlayıcınıza ait veri merkezinde barınır. İşte bu nedenle barınılan yer oldukça önemlidir. Kendi önerdiğim firmalar ile birlikte 3 farklı hosting türünü anlatacağım.
Paylaşımlı Hosting
WordPress barındırma adı altında normal Linux hostinglere oranla farklı bir barındırma da bulunur. Aslında paylaşımlı hosting ile farkı yoktur. Sadece cPanel gibi lisans ücretlerinden kaçmak için çeşitli ücretsiz yada uygun fiyatlı paneller kullanırlar. Bu nedenle WordPress barındırma adı altındaki ürünlerden kaçınmanızı öneririm.
Linux paylaşımlı hosting denilince akla ilk gelen Bluehost, Hostinger, Hostgator gibi yabancı şirketlerin yanı sıra, kesinlikle önerdiğim yurtiçi hosting firmaları olan Alastyr, İnternetbilişim ve Veridyen gibi hosting sağlayıcıları oldukça performanslı sunuculara sahipler. Başı Alastyr’nin çekmesi de CloudFlare RailGun destekli olmasıdır. Saydığım firmalarda cPanel desteği vardır ve yabancı firmalarda aylık 5 ile 30 dolar arası ödeme yapılırken, Türk firmalarına ise, aylık 7 lira ile 50 lira arasında ödemeler yapılmaktadır.
Bu tür barındırma kullanan herkes bir noktada yavaşlık yaşayacak, sadece bir zaman meselesi. Neden? Çünkü paylaşılan barındırıcıların sunucularını kalabalıklaştıracağı eğilimindedir sırayla sitenizin performansını etkileyebilir. Site askıya alma işlemleri veya sık sık 500 hata görmek, karşılaşacağınız sık karşılaşılan şeylerdir, çünkü her şeye sınır koymak ve hayatta kalabilmek için kaynakları birleştirmek zorundadır. Daha da kötüsü, web sitesi kapalı kalma süresi . Bilmeseniz bile, WordPress siteniz büyük olasılıkla 200’den fazla kişi ile aynı sunucuda oturuyor. Diğer sitelerle ortaya çıkan sorunlar sitenize akabilir.
Bu barındırma tipi, ortak bir barındırma olduğu için sitenizde yavaşlama imkanı vardır. Bu genelde merdiven altı firmalarda sıkça olmaktadır. Çünkü bir sunucuya gereğinden fazla alan adı atıyorlar, Türkiye’de İnternet’in en yoğun olduğu ve “prime time” olarak anılan 21:00-00:00 saatleri arası gibi çeşitli yoğun saatlerde yavaşlık problemleri yaşanmasına sebebiyet veriyorlar.
Bu tür yavaşlığa sebebiyet verilmemek için, sürekli olarak çeşitli engeller ile karşılaşacaksınızdır. İnode limiti adı altında dosya sayısı limiti, CPU limitlemeleri, disk kullanım limitlemeleri gibi. Çünkü bir sunucuda aynı anda 200 WordPress’in barınması normal olarak çeşitli sorunlara sebebiyet verebilir ve sunucudaki diğer sitelerin sorunları, aldıkları saldırılar vb. sizin sitenizin erişilebilirliğini etkiler.
Eğer kullanmış olduğunuz hosting firması, gerekenden fazla site yüklemiyor ise, Litespeed ve bu sayfada bahsedeceğimiz optimizasyonlar ile birlikte, VPS sunuculardan daha fazla performans alabilirsiniz.
Saydığım firmalar bir kaç ay kullandığım ve performansından emin olduğum firmalardır.
Nasıl matematik yaparsanız yapın, masraflardan sonra, ayda 3 $ hosting şirketi için herhangi bir gelir üretmiyor. Özellikle de desteği buna atfettiğinizde. Bir destek bileti ve zaten kırmızı renkte. Paralarının çoğunu kazanma şekilleri yükseliş ve gizli ücretlerdir. Bu satışlar arasında geçişler, alan adı kayıtları, SSL sertifikaları vb. Şeyler yer alır. Diğer bir yaygın taktik de büyük kayıt indirimleri sağlamaktır. Ancak yenileme geldiğinde, gerçek faturayı alırsınız.
Aslında bir matematik yapıldığında, doların 7 lira olduğu günümüzde işlemci, anakart, depolama birimleri, güç kaynakları ve elektriği baz aldığımızda 6-7 liradan hosting satarak nasıl gelir elde ediliyor?
Bunu dikkatlice düşündüğümde ve gözetleme yaptığımda şu sonuca vardım;
- Sunucuya çok sayıda site sığdırıp sitenin yavaş olmasına ve problemler yaşamasına göz yumuyorlar.
- cPanel ve Litespeed gibi popüler ve kullanıcı faydasına olan ürünleri kullanmıyor yada “null” yani kaçak yoldan kullanıyorlar.
- Alan adları, SSL sertifikaları, yedekleme ücreti gibi satışlardan kazanıyorlar.
- Limitleri zorlayan kişilerden ek ücret ile paket yükseltmesi talep ediyorlar.
- HDD kullanıyorlar ve günümüz için gereksinim olan SSD kullanmıyorlar.
Bir hosting sağlayıcısı değilim ve aklıma gelenler bu kadar. Mesela GoDaddy gibi firmalar, alan adı ücretinde ilk sene 1-5 dolar gibi düşük ücretlerden “com” alan adı verirken, 1 sene sonra normal ücretin 2-3 katını isteyerek yenileme imkanı sunar.
Bu ev sahiplerinin çoğu “sınırsız kaynak” planı dediklerini sunarlar. Muhtemelen hepinizi gördünüz. Gerçek dünyada sınırsız kaynak diye bir şey yoktur. Ana bilgisayarlar sahne arkasında ne yapar istemcileri kaynakları bir sürü kullanarak gaz. Bu da, öfkeli müşterilerin ayrılmasıyla sonuçlanır ve çok fazla kaynak kullanmayan daha fazla müşteriye yer açar. Sonunda, hosting planlarının kısır döngüsüne sahipsiniz, ucuz planları itiyor ve müşterilere çok fazla kaynak kullanmayacağını ve satış yapacağını umduklarını kaydediyorsunuz.
Hosting sağlayıcılarının çoğu “sınırsız kaynaklar” diye planlar hazırlarlar. Şuan için sınırsız depolama yapan bir SSD yada HDD, sınırsız işlem gücüne sahip bir işlemci falan yok. Dünyada sınırsız kaynak diye bir şey yoktur. Bir dünya kişiyi aynı sunucuya sığdırıp herkese aslında “limitlendirilmemiş” kaynak sunmak, bir süre sonra suistimale neden olacaktır. Kişiler sürekli dosya depolamaya, indirme ve yükleme sunucusu gibi kullanmaya başlayacaktır. Bu tür şeylere hosting sağlayıcıları izin vermez, çünkü disk alanları sınırsız değildir ve dolar. Eğer suistimale izin vermiyorsanız o zaman sınırsız değildir.
Günün sonunda sınırsız kaynak adı altında aldığınız hosting hizmetinin öyle olmadığını anlarsınız, yüksek trafik nedeniyle ek ödeme yapmalısınız derler – bu sadece bir neden.
VPS Hosting
Bir diğer WordPress barındırma türü de VPS paketi. Yani virtual private server Türkçe adıyla özel sanal sunucu. Kabataslak olarak bahsetmek gerekirse, size ait ve sadece sizin kullanımınıza açık sunucu kaynakları içerir. Bunlar size özel işlemci kısmı sadece size özeldir. Çünkü ne olursa olsun sunucudaki diğer kişiler disk ve ram kullanımı yapacak, bunların performansını azaltacak. Ama işlemci böyle değildir. 16 tane varsa ve sizin için 2 işlemci ayırtılmış ise siz kullanmadığınız sürece diğerleri bu işlemcileri kullanamaz.
VPS ortalama fiyatları yurtdışı için 5-50 dolar arasında dalgalanırken, yurt içinde 25 liradan başlar 300 liraya kadar çıkar.
Ucuz VPS sağlayıcıları, her ne kadar VPS olarak satsa da paylaşımlı kullandırır. Örneğin 16 çekirdek bir sunucuda 16 kişi 1’er işlemci çekirdeğine sahip sunucu alabilir. Ama bazı hosting firmaları da bunlara 20-30 tek çekirdek sanal makine kurar. Sonuç olarak her kes tam kapasite kullanmak istediğinde, her kes tek çekirdek den tam performans alamaz.
VPS her kullanıcı için uygun olmamakla birlikte, performanslı Litespeed gibi server yazılımları yoktur. Çünkü kişiler 5 dolardan aldığı VPS için ayrıca aylık 13 dolar da Litespeed ücreti ödemek istemez, ayrıca bunun kurulumunu kim yapacak? Tabi VPS paketleri legal ise, onlarca dolar ödemediğiniz sürece cPanel gibi panelleri de kullanamazsınız, bu aşamada paylaşımlı fakat kaliteli servis sağlayıcısı kullanmak, VPS kullanmaktan daha mantıklı.

Güncel PHP Sürümü
PHP, web geliştirmesi için kullanılan açık kaynak koduna sahip, sunucu taraflı programlama ve betik dilidir. WordPress yazılımının büyükçe bir kısmı PHP kullanır. PHP’yi WordPress için vazgeçilmez kılan ise, WordPress’i çok önemli ve daha iyi bir hale getiren temalar ve eklentiler gibi şeylerin PHP ile yazılmış olmasıdır. Bu nedenle WordPress kullandığınız hosting sağlayıcısınız, en az PHP 7.0 ve mümkünse PHP 7.3 desteği bulundurması gereklidir.
WordPress en düşük PHP 5.6’da çalışırken en iyi PHP 7.3’de çalışmaktadır. PHP 7.4 şuan için en iyisi olsa da tam olarak stabil olmamakla birlikte her hosting sağlayıcısı sunmuyor.

Lokasyon ve Ağ
WordPress için hosting tercihi yaparken, hangi ağı kullandığını ve hangi ülkede barındığını iyi öğrenmeniz gerekir. Ağ konusunda yavaş, kalitesiz ve pek çok sunucuyu 100/1000 mbit gibi yavaş hızlarda barındırılması bir facia olabilir.
Eğer kullanıcılarınızın bir çoğu Türkiye’de barınıyor ise Türkiye lokasyonu üzerinden hosting almanızı öneririm. Yani kullanıcılarınız hangi ülkede ise, oradan alın. Bunun haricinde ise karışık bir ziyaretçi lokasyonu varsa CDN sistemlerinden yararlanın.
Bu neden bu kadar önemli? Çünkü web sitenin barındığı yer, genel ağ gecikmesini ve TTFB’nizi oluşturan önemli faktörlerden birisidir. Bu aynı zamanda SFTP/FTP/SSH hızlandırını hatta WordPress yöneticini panelinin hızını bile doğrudan etkiler.
Ağ Gecikmesi: Bir ağ üzerindeki verinin alıcı ve gönderisi arasındaki iletimi esnasında geçen süreyi ifade eder. Yani bir verinin bir noktadan diğerine gitmesinin aldığı zamandır. Günümüzde milisaniye (ms) cinsinden ölçüdür, sıfıra ne kadar yakınsa o kadar iyidir.
Örneğin İstanbul’da barınan bir hostinginiz varsa, İstanbul içinden birisi 1-7 milisaniye, Bursa’dan 10-15 milisaniye, Ankara’dan 10-20 milisaniye, Diyarbakır’dan 20-30 milisaniye civarında paket gönderip alabilir. Fakat bu değer İstanbul’un hemen yanındaki Bulgaristan’ın Sofia ili için 15-30 milisaniye, Almanya Frankfurt için 30-50 milisaniye, ABD Miami için 100 milisaniye üstünde ve Çin’in meşhur eyaletlerinden birisi olan Wuhan’a ise 200 milisaniye üstünde bağlantı kurar. Genelde 60 milisaniye üstü önerilmez.
TTFB: Bu, ilk byte için beklenen zaman için kullanılır. Yani bu, tarayıcının sunucudan ilk veri baytını almadan önce ne kadar süre beklediği ile alakalı bir ölçümdür. Bu verileri alana kadar, genelde sayfa hosting tarafından işlenmektedir ve bu ne kadar uzarsa, sayfa yüklenme süresi de en az o kadar uzar. Sıfıra ne kadar yakın olursa o kadar iyidir.
Gecikme ve FTTB’yi Azaltmanın Yolları
Yakın bir sunucu seçmenin yanı sıra gecikme ve FTTB değerini minimize etmenin farklı yolları da vardır.
- WordPress siteniz için statik önbellekleme uygulayın.
- Dünyanın dört bir yanına yayılan CDN hizmetleri ile sunucunuza yakın olmayan kullanıcılara, verileri daha hızlı sunun.
- Pararel işlem gücü ile daha hızlı hizmet veren still, script gibi dosyaların daha hızlı iletilmesini sağlayan HTTP/2 gibi teknolojilerden yararlanın.
- Sayfa yüklenirken, sayfa içerisindeki dış veya iç adreslere ait görevleri öne çekin (Prefetch ve Preconnect).
WordPress Teması Önemsiz Ayrıntı Değildir
Herkes şık, animasyonlu, oldukça görsele sahip, ışıl ışıl temalara ve pek çok özelliğe bayılır. Fakat bunu ek stil dosyası anlamına bunun da daha fazla sayfa boyutu anlamına geleceğini unutmayın. Yani demem o ki sayfada bulunan boyutu ve sorguyu arttırarak sayfaları oldukça fazla yavaşlatabilir. Birde bunun yanında verimsiz kodlanan temalar da var. Bu nedenle yüksek hacimli temaları tercih etmekte fayda var.
Temayı seçerken, temayı kullanan siteleri bulmayı, Google Pagespeed ve GTmetrix gibi araçları kullanarak ne kadar hızlı olduğunu test etmenizde fayda bulunmaktadır.
Eklentileri Gözden Geçirin
Şimdi WordPress eklentilerindeki kepçe için. Çok fazla eklenti yüklememeniz gerektiği veya WordPress sitenizi yavaşlatacağı söylenmiş olabilir. Bu bazen doğru olsa da, en kritik faktör değildir. Eklenti sayısı, eklentilerin kalitesi kadar önemli değildir. Orada söyledik. 😜
WordPress işlevlerini arttırmak için pek çok WordPress eklentisi kullanıyoruz. WordPress optimizasyonu ile konumuz, optimizasyonu etkileyen eklenti gibi ögeleri de aradan çıkartmak gerekiyor.
Çok fazla eklemek aslında siteyi yavaşlatmaz, önemli olan eklenti kalitesidir.
seonDigo aktif olarak 20 civarı eklenti kullansa da genelde 2-3 saniyenin altında bir yüklenme süresine sahiptir. 20 eklenti temelde çok görünse bile hiç biri gereksiz olmadığı gibi kaliteli eklentilerdir. Temalarda olduğu gibi eklentiler de performans göz önünde bulundurularak oluşturulduğunda aslında hız problemlerine neden olmazlar.
Siteye yeni işlevsellikler katmak hoş gibi görünse de birtakım problemlere sebebiyet verebilirler.
- Tema işlevleri için eklentiler kullanılmaktadır, bu nedenle mantıklı yerlerden tema satın alın. Çünkü profesyonel elden çıkan temanın eklentileri de yavaşlık yapmaz.
- Özel eklenti yazdırıyorsanız, gerekirse fazla ödeyerek profesyonel elden çıkmış ürünleri tercih edin.
- Canınız sıkıldıkça yeni eklentiler kurmaktan vazgeçin.
Çoğu WordPress eklentisi kullanılan database üzerinde onlarca kalıntı dosya bırakır. Bu dosyalar sizin MySQL veri tabanınızı şişirerek yavaşlamaya sebep verebilir. Ayrıca pek çok eklenti silinse bile bile geride kalıntı dosya bırakır. Bu dosyalar genelde kullanıcı ayarlarıdır. Fakat dafaut yani stok ayarlarda kullanıcı ayarı sayıldığı için sürekli eklenti kurup dener ve silerim demek bile kalıntı dosyalar oluşturur ve İnode limitinizi doldururlar.
Geliştiriciler Neden Kalıntı Dosya Bırakırlar?
Az önceki paragrafta biraz bahsettiğim için merak etmiş olabilirsiniz. Neden bir eklenti kaldırıldığında, geriye kalıntı dosya bırakır ve bu dosyaları temizlemek için seçenek sunmazlar?
- Kullanıcı ayarlarının kaybolmaması için yapabiliyor olabilirler. Bir WordPress eklentisini silip daha sonra tekrar kurmak fikrinde olabilirsiniz. Eklentiyi yeniden kurduğunuzda tüm ayarlar orada sizi bekleyecek ve yeniden uğraşmayacaksınız.
- Performans konusunu umursamıyor olabilirler. Çoğu geliştirici geride kalan veritabanı tablolarının az bir boyut harcadığını da ekleyerek performansa etki etmediğini söyleyebilirler. Oysa bir düşünün, her eklenti böyle verimsiz kodlandığında ortaya veritabanı çöplüğü çıkmaz mı? Üstelik WordPress ayarlarının barındığı wp_options tablosunda kalan eklenti kalıntıları, sorgu süresini uzatarak MySQL erişimini yavaşlattığı da kanıtlanmış bir gerçek. Eklentiyi yazıp, para kazanma aşamasına geçen kişiler genelde bunları önemsemezler.
- Bilmiyorlar yada hata yaptılar. Her kes uzman olarak doğmaz, acemi geliştiriciler hatalar yapabilir.

Resimde de görüldüğü gibi WooCommerce eklentisini aktif edip anında devre dışı bırakmama rağmen geride boş tablolar da dahil olmak üzere pek çok tablo bırakmış.
Önbellekleme Sistemleri
Önbellekleme, WordPress’i hızlandırmanın en önemli ve en kolay yollarından biridir! Ancak, önbelleği nasıl kullanacağınızı göstermeden önce, nasıl çalıştığını ve mevcut farklı önbellek türlerini anlamak önemlidir.
Önbellekleme sistemleri, WordPress’i hızlandırmanın en kolay ve en önemli özelliklerinden sadece birisidir. Fakat önbellek sistemlerini kullanmadan, yazının başındaki hangi sitelerin önbelleklemeden yararlanıp yararlanamayacağı hakkında bazı şeylerden bahsetmiştim. Bu kısmı da aklınızda tutmanızı isteyerek sizlere önbellekleme türlerinden bahsedeceğim.
Önbellekleme Nedir?
WordPress sitenizi ziyaret eden kişiler her bir web sayfası için sunucuya bir istek gönderir. Bunun sonucunda sunucu istenen sayfayı işler, hazırlar ve veritabanı sorgularını da dahil olmak üzere kullanıcının tarayıcısına sonuç olarak gönderir. Sonuç ise, web sitenin kendisidir. Böylece tüm dosya ve ögeler site sayfa tam olarak görüntülenir.
Örneğin, bir başlığınız, resimleriniz, bir menünüz ve bir blogunuz olabilir. Sunucunun tüm bu istekleri işlemesi gerektiğinden, tüm web sayfasının kullanıcıya, özellikle de tıknaz veya daha büyük web sitelerinde iletilmesi biraz zaman alır.
Örneğin, benim gibi blogların sürekli olarak sunucudan onlarca sorgu çekmesine gerek yoktur. Sitedeki resimler, script dosyaları, stil dosyaları, resimler, menüler ve widgetler aslında hepsi birer sorgu gönderir. Fakat kullanıcılar temel olarak aynı sayfayı görür. Tek fark, birisi yorum yaptığında diğer kişilerin bunu hemen görememesidir. Ancak bunun da çözümü bulunmuştur.
Sonuç itibari ile standart bir WordPress blogunda kullanıcılar aynı sayfayı görüyor ise, bu sayfaları önbellek ile sunmak sunucu yükünü 10 kata kadar azaltır, sitenizi de 5 kata kadar hızlandırır. Bunu yapanda ise WordPress önbellek eklentileridir.
Önbellekleme yapılacak olan sayfa, PHP ve MySQL sorguları da dahil olmak üzere disk yada RAM üzerine depolanır. Sürekli olarak sunucudan sayfayı oluşturmasını istemek yerine, oluşturulmuş hazır bir sayfayı bildirir. Böylece siteniz oldukça hızlı çalışmaya başlar.
Önbelleğe almanın diğer faydaları da şunlardır:
- Sunucunuz daha az kaynak kullanır. Ayrıca daha az kaynak kullanan bir sunucu daha hızlı site sunar. Kaynaktan bahsettiğimiz, daha az işlemci kullanımı, daha az ram ve daha az MySQL kullanımıdır. Kayda değmeyecek kadar disk kullanımını arttırabilir. Fakat üyelik sistemlerinin olduğu dinamik siteler, her içeriği önbellekten sunamaz, işin sonunda sunucunun bazı şeyleri işlemesi gerekecektir.
- TTFB daha da düşer. Çünkü TTFB için sunucunun verileri işlemesi beklemek yerine bu sefer hazırdaki bir sayfa sunulur. Böylece TTFB değerleri %90’a varan hız sağlar.
Önbellekleme Türleri
Önbellekleme türleri denilince akla 2 tür önbellekleme gelir. İlki sunucu taraflı önbellekleme diğeri ise eklenti taraflı önbellekleme.
Sunucu Taraflı Önbellekleme
Bu önbellekleme türü son kullanıcı için en kullanışlı ve en iyi olanıdır. Çünkü arka planda sizin yerinize her şey hazır olur. Bunlar arasında object cache, CDN cache gibileri sıkça kullanılır fakat bu tür önbellekleme sistemleri genelde sunucu taraflı olduğu ve Türkiye’de firmalar bu tür teknolojilere yakınlık göstermediği için ayrıntılı bilgi verip kafanızı şişirmek istemiyorum.
Eklenti ile Önbellekleme
- WP-Rocket (ücretli)
- WP Fastest Cache (ücretli veya ücretsiz)
- W3 Total Cache (ücretli veya ücretsiz)
Pek çok önbellekleme eklentisi olsa da beğendiğim 2 eklentiyi en başa yerleştirdim ve son eklenti de ilk 2 tanesi kadar iyi olmasa da yılların eklentisi olduğu ve geçmiş senelerde severek kullandığım eklenti olması nedeniyle 3. sırada.
seonDigo aktif olarak WP-Rocket kullanıyor ve kullandığım ayarları da sizlerle paylaşacağım. Fakat bunun öncesinde seonDigo.com’un önbellekleme eklentisi varken ve yokken hali ile 2 adet test yapıp önbellekleme eklentisinin ne kadar fayda sağladığını beraber gözlemleyelim.

Şimdi bir de WP-Rocket aktifken yapılan hız testine bakalım.

Tabi önbellekleme eklentisiz yapılan hız testinde halihazırda çalışan CloudFlare RailGun özelliği aktif olduğu için 3 saniyenin üstüne çıkması engelleniyor.
Dikkatli baktığımızda eklentisiz yapılan testte “D” notu ile birlikte “67” puan alıyorduk ve ana sayfa boyutu 1.2MB kadardı. WP-Rocket’i aktif ettikten sonra “B” notu alarak “83” puan aldık ve sayfa boyutu da 940.2 KB’a düştü. Yükleme hızı 2.53 saniyeden 1.27 saniyeye ve 54 istek ise 28 isteğe kadar düştü.
Resimde 2. kısımda sayfa animasyonu yüklenmeden kırpıldığı için menü bozuk görünse de bu bir kod bozukluğu değil. Testler Almanya Frankfurt üzerinden yapılmıştır, sunucu lokasyonu İstabul, CloudFlare aktif CDN lokasyonu da İngiltere Londra üzerinden sunuldu. Resimler ise Frankfurt’da bulunan Sirv CDN ağından sağlandı.
Önbellekleme aktifken TTFB süresi 97ms iken, önbellekleme kapalıyken 739ms TTFB süresi vardı. Yani önbellekleme aktif olduğu için, sunucu doğrudan hazır bir sayfayı sunduğu için 642ms daha hızlı sunum gerçekleşiyor.

Ertelenmiş JavaScript ve jQuery Migrate özelliklerini aktif etmek sitemin görünüşünü bozduğu için kullanmıyorum.
Dinamik Siteler için Önbellekleme Yapılabilir mi?
WordPress blogları için önbellekleme eklentileri kullanmak kolaydır. Çünkü herkesin görmesi gereken sayfa temelde aynıdır. Fakat dinamik siteler yani üyelik sistemi içerenler, sosyal medya tarzı siteler, kullanıcı etkileşimi olan siteler, kur ve fiyat gösteren siteler tam olarak önbellekleme sistemlerinden yararlanamaz. Burada obje önbelleği devre girer.
Obje önbelleği, belirli bir veriye ihtiyaç duyulduğunda veritabını sorgulaması yapmak yerine önceki sorgulamaları saklar. Bu şekilde, PHP yürütme süreleri kısalır ve veritabanı yükü azalır. Bu üyelik sistemleri için son derece önemlidir. Örneğin Google, “seo” arama kelimesini her kullanıcıya baştan oluşturmak yerine buradaki veritabanı sorgularını kısa süreli önbellekte tutar. Bunu nesne önbelleği ile yapar, diğer adı ile obje önbelleği de denilebilir.
WordPress için de obje önbelleği aktif olarak kullanılabilir, seonDigo’nun kullandığı gibi.
- Redis (<3)
- Memcached
Resim Optimizasyonu
Resimler kalitesine bağlı olarak oldukça yüksek boyut kaplamaktadırlar. Özellikle, tüm içeriği ana sayfadan sunan, ana sayfasını aktif olarak kullanan blog ve haber sitelerinin en çok dikkat etmesi gereken nokta da resim optimizasyonudur.
PNG ve JPG Optimizasyonu
Resim optimizasyonu başlığı altında size genel olarak WebP öneminden bahsetmek istiyorum, çünkü PNG ve JPG resimleri artık verimsiz oldukları için önermiyorum. WordPress için resim optimizasyon eklentileri kullanabileceğiniz gibi, CDN hizmetleri ile de optimizasyon sağlayabilirsiniz. Ayrıca Optimizilla gibi siteleri de kullanarak manuel olarak da resimleri optimize edebilirsiniz.
WebP Resimler Kullanın
WebP resimler, 11 sene önce Google tarafından yayınlanmış yeni bir resim biçim teknolojisidir. JPG sıkıştırma destekli bir resim biçimi olsa da Google tarafından sunulan WebP daha az boyut ile daha fazla kalite sunmaktadır.
Şimdi sizi WebP farkını gösteren bir resim ile baş başa bırakmak istiyorum.

Google tarafından sunulan WebP teknolojisi ortalama olarak, PNG’den % 26 daha küçük ve JPEG’den 25-34% daha küçük.
WebP için siteniz WordPress olsun ya da olmasın Sirv kullanabilirsiniz. Bunun haricinde EWW Image Optimizer ve WP Smush Pro gibi eklentileri de kullanabilirsiniz. Ayrıca Autoptimize de iş ortağı ile ücretsiz WebP hizmeti sunuyor. Ayrıca WebP resimler ile alakalı yazımı aşağıdan da okuyabilirsiniz.
WebP Resimler SEO Performansını Arttırır
Özet
WordPress hızlandırma ve WordPress optimizasyonu için resim boyutunu düşük tutup, önbellekleme eklenti ve teknolojilerini kullanıp, CDN sistemlerinden yararlanarak hızlı bir web sitesi elde edebilirsiniz.
WordPress Optimizasyonu Nasıl Yapılır?
Resim, CSS ve JS dosyalarının küçültülüp, daha az önemli stil dosyalarının sona ertelenmesi ile ilk kısmı tamamlanır. Daha sonra da sunucunun aynı içeriği her kullanıcı için ayrı ayrı oluşturmasını engelleyen ve hazır bir sayfa sunan Cache yani önbellekleme eklentileri kullanılır.
WordPress Cache Eklentileri Nelerdir?
En iyileri WP-Rocket, WP Fastest Cache ve W3 Total Cache’dir. WP-Rocket ücretli iken diğer iki eklentinin hem ücretli hem de ücretsiz sürümleri vardır.
WordPress’de Resim, CSS ve Javascript Nasıl Optimize Edilir?
Bunu önbellekleme eklentileri halihazırda yaptığı gibi kendiniz de manuel olarak yapabilirsiniz. CSS Optimizer ve Javascript Minifier kullanabilirsiniz. Resim optimizasyonu için de Optimizilla kullanılabilir.
WordPress Optimizasyonu Ne Sağlar?
WordPress optimizasyonu sitenizi hızlandırdığı için kullanıcıların daha hızlı erişebilmesine olanak sağlar. 3 saniyeden uzun yüklenmelerde kullanıcıların %15 ile %60 arası sitesi terk ederek hemen çıkma oranını arttırarak ziyaretçi kaybı oluşturur. Hemen çıkma oranı da SERP sıralamasını etkiler.
Bu yazı ilerleyen dönemde çok geniş bir güncelleme daha alacaktır. Yem imlerine ekleyip daha sonra kontrol etmeyi unutmayın.
19 adet yorum
Oldukça kapsamlı bir yazı olmuş. Bu içerik sayesinde artık web sitemin optimizasyonu ve hızlandırması için ücret ödemek zorunda kalmayacağım. Bir e-ticaret web sitesi sahibi olarak serp takibi benim için çok önemli. Elbette serp takibi yaparken google’ın kriterlerini atlayarak ya da backlink paketi yaptırarak bunu sağlayabilmek pek mümkün değil. Sizin de anlattığınız gibi wordpress siteler için optimizasyon ve hızlandırma hem sıralama hem de web sitenin sağlığı için çok önem arz ediyor. Önbellekleme her zaman kafa karıştıran bir konu oluyor. Bunu da çok iyi açıklamışsınız gerçekten. Bu değerli yazıyı bizler ile paylaştığınız için çok teşekkür ediyoruz. Umuyorum çok daha iyi yazılarınızı okuyabiliriz. Şimdiden elinize sağlık.
Çok yararlı bir içerik olmuş emeğinize sağlık. Türkçe içerik bulmak gibisi yok.
Yeni bir site açıp kalıcı ilerlemek ve özellikle kurumunu wordpress üzerinden yapmışsa mutlaka bahsettiğiniz kriterlere uymak zorundadır. Aksi halde sitenin optimize ve hız konusunda es geçilmesi google gibi büyük arama motoru tarafından olumsuz karşılanabilir. Bu sebeple backlink ne kadar değerli ise, site içi optimizasyon da bir o kadar önemlidir. Bu paylaşımınız da bunu açıkça anlatıyor.
harika bir yazı ellerinize sağlık
Gerçekten detaylı ve her kesime hitap eden bir yazı olmuş. WordPress hızlandırma ve optimizasyon çalışmaları için çok fazla tecrübem var. Ama gün geçmiyor ki yeni bir şeyler çıkmasın. O yüzden kendimi güncel tutmaya ve yapabildiklerimin üstüne yenilerini eklemeye çalışıyoum. Bu konuda yazdığınız bu değerli içerik için teşekkür ederim. WordPress’e yeni başlayanlar için güzel bir rehber niteliğinde içerik olmuş. WordPress optimizasyonu için söylediklerinizi sitelerimde deniyor olacağım 🙂
Neredeyse tüm sitelerin ortak sorunu hızdır, seo için çok önemli bir kriter olsa bile bir çok büyük firmanın bile bu etkene dikkat etmediği görülebiliyor, hız için çok faktör olsa da günümüzde çıkan lazyload, image optimizasyon gibi ufak yöntemler ile bile çözülebilecek iken bunu yapmayı red ediyorlar herşey bir yana büyük büyük resimler koyup mobil veriden girince hem açılması uzun sürüyor hem de boşa internet yiyor. WordPressin diğer alt yapılara ait sitelere göre en büyük avantajı eklentiler ile sorunların kolayca çözülebilmesidir. Yazılım olarak yapılabilecek ne kadar çok şey olsa da sunucu da çok önemli bir faktör, eski sunucular ile yeni sunucular arasında gözle görülür farklılıklar mevcut. Yazı güzel olmuş gerçekten emeğine sağlık.
Her zaman sizi takip ediyorum ve bilgilerinizden çok fayda gördüm.Emeğinize sağlık
Son zamanlarda google içinde en önemli kriterlerden bir tane web sitenin hızlı açılması o yönden güzel bir makale olmuş eline sağlık hocam.
Gerçekten üzerinde ciddi emek harcanmış ve her WordPress kullanan site sahibinin mutlaka okuması gereken bir makale olmuş. Elinize, emeğinize sağlık
WordPress’i ve optimizasyonu, aynı zamanda SEO için yararlı olabilecek şeyleri herkesin anlayacağı dilde yazmışsınız. SeoDingo’ya bu blog içeriği için teşekkür ederim. Önbellek ile alakalı olan başlığı ayrıca yararlı buldum. Önbellek ve bunun için kullanılan eklentiler wordpress sisteminde çok önemli. Özellikle freelance olarak web tasarıma wordpress ile başlayacak kişiler için eğitim niteliğinde blog yazısı olmuş. URL’yi favorilere ekledim, zaman zaman dönüp bilgileri unutmamak için gözatacağım.
Bir WordPress kullanıcısı olarak fazlasıyla verimli ve açıklayıcı bir yazı olmuş. Şuan da kullanmış olduğum hosting ve firmadan performans açısından pek memnun olamadığım için sağlayıcı firmamı değiştirme fikri sürekli aklımda dolanıyordu. Hem sizin konu içerisinde belirtmiş olduğunuz firmalar hemde konu içeriği olan kategorilerde değişimler sağlayacağım. Yazı ve bilgilendirme için teşekkürler.
WordPress uzmanı olarak bu makalede yazılanları gayet doyurucu ve bilgilendirici gördüm. Hostingten ötürü problem yaşamayanlar biraz dikkat ederek ve emek vererek sitelerini hızlandırabilirler. Hosting konusunda ise alastyr ı tavsiye ederim. Kesinlikle webp uzantı fotoğraf optimizasyonu ve wp rocket ile cacheleme yaparak sitelerinin hızına hız katmamaları imkansız. İkisini de tavsiye ederim. Elinize sağlık.
Litespeed Cache kullanıyorum wordpress sitemde iş görüyor.
oldukça faydalı bir yazı olmuş. Uzun yıllardır wordpress kullanıcıyım. Özellikle hosting wordpress de çok önemli, hızlı açılması vs bağlı olduğu makineye de bağlı.
Hocam çok kaliteli bir yazı olmuş şimdiye kadar bulamadığım bilgileri buldum. Teşekkür ederim.
Merhaba hocam, yazınızı okudum. Çok bilgilendirici bir yazı. Acaba cache eklentilerinden listespeed cache’i tavsiye ediyor musunuz?
Merhaba, makalenizi okudum ve sitemin gelişmesine yardımcı olacak bir çok bilgiyi öğrendim. Bu konudaki bilgiler dahilinde web sitem şuan daha iyi yerlerde teşekkürler.
WordPress hızlandırma konularında wp rocket eklentisini tavisye ederim paralı bir eklenti ama etkisi epey bir fazladır.
kaliteli bir yazı olmuş, sohbet sitem wordpress onda uyguladım. Bilgiler güzel.